No exact translation found for يا حسرتاه

Question & Answer
Text Transalation
Add translation
Send

Examples
  • Ama ne yazık ki benim sorunum değil.
    ولكن يا حسرتاه ، انها ليست مشكلتي
  • Yazık ki artık SS'in elindesiniz. Daha da doğrusu benim ellerimde.
    يا حسرتاه أنتَ الآن في فبضة أيدي الجيش
  • Ama maalesef şimdi S.S. in elindesin.
    يا حسرتاه أنتَ الآن في فبضة أيدي الجيش
  • Ama ne yazık ki bir yan etkisi olur.
    لكن، يا حسرتاه، ستنجم عن ذلك أعراضٌ جانبيّة
  • Ama maalesef simdi S.S. in elindesin. Daha doğrusu benim ellerimde.
    يا حسرتاه أنتَ الآن في فبضة أيدي الجيش
  • (O günden sakinin ki günahkar) nefis söyle diyecektir: 'Allah'in yaninda yaptigim kusurlardan dolayi yazik bana! Dogrusu ben alay edenlerdendim.'
    أن تقول نفس يا حسرتا على ما فرطت في جنب الله وإن كنت لمن الساخرين
  • Ve yüzünü onlardan öteye çevirdi de : " Ey Yusuf üzerindeki tasam ( gel , gel , tam senin gelme zamanındır ) ! " dedi ve tasadan gözleri ağardı . ( Acısını ) yutkunuyor ( açığa vurmamağa çalışıyor ) du .
    وأعرض يعقوب عنهم ، وقد ضاق صدره بما قالوه ، وقال : يا حسرتا على يوسف وابيضَّتْ عيناه ، بذهاب سوادهما مِن شدة الحزن فهو ممتلئ القلب حزنًا ، ولكنه شديد الكتمان له .
  • Ve onlardan yüz ( ünü ) çevirdi ve : " Ey Yusuf ' a karşı ( artan dayanılmaz ) kahrım " dedi ve gözleri üzüntüsünden ( ağardıkça ) ağardı . Ki yutkundukça yutkunuyordu . "
    وأعرض يعقوب عنهم ، وقد ضاق صدره بما قالوه ، وقال : يا حسرتا على يوسف وابيضَّتْ عيناه ، بذهاب سوادهما مِن شدة الحزن فهو ممتلئ القلب حزنًا ، ولكنه شديد الكتمان له .
  • Onlara sırt çevirdi , " Vah , Yusuf ' a yazık oldu ! " dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü . Artık acısını içinde saklıyordu .
    وأعرض يعقوب عنهم ، وقد ضاق صدره بما قالوه ، وقال : يا حسرتا على يوسف وابيضَّتْ عيناه ، بذهاب سوادهما مِن شدة الحزن فهو ممتلئ القلب حزنًا ، ولكنه شديد الكتمان له .
  • Ve onlardan yüz çevirdi de ey beni tükenmez , sonu gelmez kederlere salan Yusuf demeye başladı ve kederden gözleri ağardı ve artık derdini yutmaktaydı o .
    وأعرض يعقوب عنهم ، وقد ضاق صدره بما قالوه ، وقال : يا حسرتا على يوسف وابيضَّتْ عيناه ، بذهاب سوادهما مِن شدة الحزن فهو ممتلئ القلب حزنًا ، ولكنه شديد الكتمان له .